Haber7 – ÖZEL
İsrail istihbarat ekibi Mossad’ın Ortadoğu’daki casusluk faaliyetleri kapsamında birçok farklı ülkede çeşitli faaliyetler yürüttüğü öğrenildi. Son Türkiye’de 34 Mossad casusu yakalanıp tutuklandı. Yeni bir iddiaya göre Mossad ekiplerinin Kıbrıs’ın güneyindeki askeri üslerden casusluk faaliyetleri yürüttüğü ortaya çıktı. Güney Kıbrıs’ta Akrotiri ve Dikelya üslerinde bulunan Mossad casuslarının faaliyetlerini bu üslerden yürüttüğü iddia ediliyor. Kıbrıs’ın her iki adasında Yahudi nüfusunun artması ve üslerle ilgili iddialar Haber7’ye yorum yapan Prof. Dr. İsmail ŞahinÇarpıcı açıklamalarda bulundu.
“ABD VE İNGİLİZ ORDULARI İSRAİL’İN ANA ORTAKLARIDIR”
Kıbrıs’ın bölgedeki genel güvenlik durumunu etkileyebilecek kapasiteye sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. İsmail Şahin, şöyle devam etti:
Kıbrıs adası İsrail’in güvenliği açısından stratejik bir yerdir. İsrail yarım asra yakın süredir adada nüfuz sahibi olmak için yoğun diplomasi yürütüyor. Kıbrıs derken adanın etrafında 360 derece düşünmek gerekiyor. Bu bağlamda adanın konumu, bölgesel deniz yollarının kesişme noktasında olması ve çeşitli ülkeler arasında önemli bir geçiş yolu oluşturması nedeniyle stratejiktir. Üstelik Kıbrıs bölgede sabit bir uçak gemisi gibidir.
Dolayısıyla bölgedeki genel güvenlik durumunu etkileme kapasitesine sahiptir. Örneğin İngiltere, yıllardır Amerika’nın Ortadoğu’daki askeri operasyonlarını adanın güneyindeki iki askeri üs aracılığıyla destekliyor. Yine Ortadoğu’da ABD ve İngiliz orduları, Gazze’deki baskınlardan açıkça görüldüğü üzere İsrail’in kilit ortaklarıdır. Kıbrıs’taki İngiliz üsleri kamuoyuna “İngiliz üsleri” olarak sunulsa da bu üslerin Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de ABD’nin çıkarlarına hizmet eden askeri varlıklar olduğu bilinen bir gerçektir.
Adadaki Akrotiri üssü Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki askeri operasyonlarda aktif rol alırken, bir diğer üs olan Dikelya’da ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya yönelik istihbarat ve casusluk faaliyetleri yürütülüyor.
“YAHUDİLER KIBRIS’A BÜYÜK VE KÜÇÜK GRUPLAR HALİNDE YERLEŞİYOR”
Yakın gelecekte İsrail’in adadaki vatandaşları üzerinde hak iddia edebileceği ihtimalini dile getiren Prof. Dr. İsmail Şahin, şunları kaydetti:
Kıbrıs her ne kadar zihinsel olarak Ortadoğu’dan uzak bir ada olarak düşünülse de tam tersine tam merkezde yer alıyor. Ortadoğu’yu her yönden kontrol edebilme ve kontrol altında tutabilme gibi öne çıkan özelliklere sahip olan Kıbrıs’ta İsrail’in nüfusunun ve nüfuzunun güçlenmesi, dini motivasyonun yanı sıra üst stratejinin de bir yansıması olarak değerlendirilmelidir. İsrail’in Kıbrıs’ın her iki tarafında da giderek güçlendiği gözle görülür bir gerçektir. Yahudi nüfusu ve mülkiyeti hem Kuzey’de hem de Güney’de hızla artıyor. Sadece İsrail’den değil dünyanın birçok ülkesinden Yahudiler irili ufaklı gruplar halinde Kıbrıs’a yerleşiyor.
İsrail’in çok da uzak olmayan bir gelecekte adadaki vatandaşları ya da akrabaları üzerinden hak ve sorumluluk talep edeceği zaten kesin. Bu nedenle İsrail ve onu destekleyen diğer örgüt ve devletler, Yahudilerin adada çoğalmasını, mülk edinmesini ve örgütlenmesini teşvik etmeye devam edecektir. Bu durumun “Vaat Edilmiş Topraklar”la bir ilgisi olup olmadığı tartışmalı bir konudur. Bildiğim kadarıyla Kıbrıs ne İncil’de ne de Tevrat’ta adı geçen “Vaat Edilmiş Topraklar” arasında yer almıyor. Ancak göz ardı edilmemesi gereken konu, Kıbrıs’ın Vaat Edilen Toprakların güvenliğinde oynayacağı üst düzey roldür. İsrail, Siyonist plan kapsamında Vaat Edilen Topraklara ulaşmayı hedefliyorsa bu toprakların ve sınırların güvenliği için Kıbrıs’ta olmayı da ihmal etmeyecektir. Bu jeopolitik bir gerçekliktir.
