Yaşam

Depremden etkilenen Affham grubunun ilk şarkısı dinleyicilerle buluştu: Bu şehirde bir şube, ‘Reyhan’

İZMİR –“Ey anılarıyla harabelerde duran; sana bir fesleğen dalı, bir fesleğen dalı bıraktım bu şehirde…”

6 Şubat 2023’te Maraş’ta meydana gelen ve on binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan depremin üzerinden bir yıl geçti. Bu arada bölgedeki sorunlar hâlâ çözülmedi. Deprem bölgesinde bir araya gelen müzisyenler, yaşadıkları acıyı ve her şeye rağmen içlerindeki umudu anlatan müzikler besteledi.

Affham grubunun bestelediği ‘Reyhan’ adlı müzik, Geri Döneceğiz Girişimi işbirliğiyle izleyicilerin beğenisine sunuldu. Küme, ilk müziğiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Doğduğumuz, büyüdüğümüz, sokaklarında çaldığımız şehrimize, kaybettiğimiz her ruhun anısına bir müzik bırakıyoruz ‘Reyhan’. Antakya! Belki onlar da vardır.” seni yok edebilirler evet. Seni yok edebilirler ama hayallerimize dokunamazlar. Biz senin için şiirler, müzikler yazarız.” “Diyoruz. Devrilen rakı sofranız, düşen kahve fincanlarınız, koca bir sokağı kaplayan bayram sofralarınız, portakal bahçelerinde buluşan tanımadığınız sevgilileriniz, gönülleri birbirine dokunan insanlarınızla kalbimizdesiniz. sokaklar…” dedi.

AFFHAM’IN HİKAYESİ: ‘YALNIZLIK’ BİZİ BİR ARAYA GETİREN DURUMDUR

Kenti yıkılan, fiziksel, sosyal, kültürel ve ruhsal açıdan erozyona uğrayan bir coğrafyanın insanlarının bir araya gelerek müzik ürettiği bir grup olan Affham, Antakya ve Diyarbakır’dan bir araya gelen müzisyenlerden oluşuyor. “Bizi bir araya getiren, birbirimize bağlayan durum, yaşadığımız izolasyon ve yalnızlıktı” diyen grup, süreci şu ifadelerle anlattı:

“Antakya 7 kez yıkılıp 7 kez yeniden doğan bir şehirdi. Bunu hep duyardık ama artık o doğuşun bir parçası olmak da ayrı bir yük ve sorumluluk. O halde şimdi sıra bizde. Ve biz bir şehrin olamaz diye düşünüyoruz. Kendini kültüründen, sanatından, mimarisinden soyutlayarak kurulmuş ve inşa edilmiştir.Kâr ve mevcut kâr odaklı zihniyet bu şekilde düşünmediğine göre aslında kültürel, ideolojik ve toplumsal bir savaşın içindeyiz.Bu yüzden seslenmek istedik. Antakya ve yerle bir olan tüm şehirler. Biz bu yıkımı, bu enkazı her zamanki gibi salt fiziki olarak görmüyoruz. Deprem dışında mutsuz, ruhsuz bir toplum haline geldik. Üstümüzde devasa bir enkaz var. Enkaz altında kalanlar ve kendini enkaz altında hisseden insanlar için, bizim için umudun sembolü olan fesleğenleri şehirlerin meydanlarına bırakıyoruz.”

‘HASRETİN, İMANIN VE UMUTUN İFADESİ’

Grubun gitaristi Cumhur Özen Gazete Duvar’a yaptığı açıklamada, ‘Reyhan’ın ortaya çıkışını anlattı. Özen, “Biliyoruz desek de yaşamak başka bir şey. Depremle birlikte gerçekler tüm çıplaklığıyla karşımızda duruyordu. Birbirimizden başka kimsemiz yoktu. İlk günlerde kendimizi hayatlarımızdan izole ettik. ve hayatta kalmak için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaya çalıştık. Yapmak zorundaydık. Ama sonra bir şekilde kendi başımıza kaldık.” Siz hayata hayatınızdan bakmaya devam edin. Biz müzik yazan ve söyleyen insanlardık. Bir şeyler söyleme ihtiyacı hissettik. Böylece bir prodüksiyon sürecine girdik ve ilk müziğimizi yazdık. Bu müzik, doğup büyüdüğümüz, sokaklarda moloz altında kalan dostlarımızla birlikte koştuğumuz, oynadığımız şehre duyulan özlemi, inancı ve özlemi yansıtıyor. “Bu bir umut ifadesiydi” dedi.

‘YAN YAN YANYA GELEMEK ÖNEMLİ’

Bölgedeki duruma dikkat çeken Özen, “Bazı çalışmalar var. Ama çoğu gösteri amaçlı. Bir şeyler yapmak gerektiği için gösterişli çalışmalar yapılıyor. Aslında çok zor bir süreçten geçtiğimiz görülüyor. Kışın insanların en temel ihtiyaçlarının bile karşılanamadığı bir durum var. Yollar, yiyecek sıkıntısı, “Burası su sıkıntısı, elektrik, barınma ve diğer sorunlarla bambaşka bir dünyada yaşıyor. Bu bir yıl geçmesine rağmen değişmedi. Artık insanlarda ‘5-10 yıl daha Türkiye’nin Afrika’sında yaşamaya devam edeceğiz’ algısı oluştu” dedi.

Sanatın ve dayanışmanın önemine vurgu yapan İtina, şu ifadeleri kullandı:

“Bir şehrin yeniden kurulması sadece fiziki bir sorun değildir. Aynı zamanda kültürünün ve mimarisinin de canlandırılması gerekiyor. Bu noktada sanat değerli bir yerde duruyor. Yenilenme tüm bunları kapsayan bir süreçtir. Bu anlamda bu tür yapımlara çok önem veriyoruz. Biz buna sadece deprem bölgesinden bakmıyoruz. Ülke olarak ekonomik, sosyal ve politik olarak büyük bir yıkımın altındayız. Mutsuz bir topluma dönüştük. Kendini enkaz altında hisseden bir toplum var. Bundan çıkış yolu olarak insanların bir araya gelmesini sağlayacak ürünler üretmeye önem veriyoruz. Her türlü birleşmeyi destekliyoruz. Yeniden ayağa kalkmak için bir araya gelmenin çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda herkesi dayanışmayı artırmaya davet ediyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu